13 Eylül 2011 Salı

22 Milyon Kızgın Fenerli


12 kızgın adam (12 Angry Men) filmi sinema tarihinin mahkeme/yargı/yargılama konulu en sağlam filmlerinden biri.

Konusu kısaca şöyle:

Savcılık tarafından babasını öldürmekle suçlanan ve mahkeme sürecinde aleyhinde son derece güçlü deliller sununulan 18 yaşındaki bir çocuğun suçlu olup olmadığı hakkında jüri toplantısı ile nihai karar verilecektir.


Toplantının başında jüri 11'e karşı 1 ile suçlu kararı vermiştir. Ancak sanığın suçlu bulunması halinde elektrikli sandalyede idam edilme kararı çıkacağından, kararın oy birliği ile yani 12 kişi ile alınması gerekir.

Film yargılamada sunulan deliller ışığında, başlangıçta kendinden emin şekilde "suçlu" kanaatinde olan 11 jüri üyesinin süreç içinde delillerle ilgili sorgulama/tartışma uzadıkça bu kanaatlerinin nasıl zayıfladığını anlatır.

Toplantının açılışında suçsuzluk kararını vererek tartışmayı başlatan kişi Henry Fonda'nın oynadığı (mimar olan) 8 no'lu jüri üyesidir.

henry fonda

henry fonda


Ancak tartışma ilerleyip suçsuzluk yönünde kanaat geliştiren üye sayısı arttıkça içlerinden biri giderek daha sert ve acımasız yargılarla suçluluk yönünde karar telkin etmeye devam eder.

Bu üye Lee J. Cobb'un canlandırdığı (tüccar olan) 3 no'lu jüri üyesidir.

lee j. cobb

lee j. cobb


Henry Fonda'nın canlandırdığı 8 no'lu jüri üyesi filmin sonuna doğru (son oylamada jüri 9'a karşı 2 suçsuz yönünde karar vermiştir) sanığın suçlu olduğu yönünde kanaat bildirmeye devam eden iki jüri üyesine (özellikle 3 no'lu üyeye) yönelik şunları söyler:

Böyle bir durumda ön yargıyı bir tarafa atmak çok zordur.

Ne zaman ön yargınızı kullansanız gerçekleri göz ardı edersiniz.

Gerçeğin ne olduğunu gerçekten bilmiyorum.

Hiç kimsenin de tam olarak bilebileceğini sanmıyorum.

Şu anda içimizden dokuz kişi çocuğun masum olduğunu düşünüyor.

Ama sadece olasılıklar üzerine kumar oynuyoruz. Belki de hatalıyız.

Belki de suçlu birinin serbest kalmasına sebep olacağız.

Ama bizim mantıklı şüphelerimiz var.

Ve bu bizim sistemimizde çok değerli bir şeydir.

Emin olmadığı sürece hiçbir jüri, birini suçlu ilan edemez.

Biz dokuz kişi sizin nasıl bu kadar emin olabildiğinizi anlayamıyoruz.

Belki bize de söyleyebilirsiniz.



Filmin sonunda 3 no'lu üye kendisini zaman zaman öfkeye sürükleyen önyargı ve saplantılarının nasıl acziyete dönüştüğünü görerek sonucu kerhen kabullenir.

Jüri oybirliği (12 oy) ile suçsuzluk yönünde karar vererek dağılır.

Jüri üyeleri aleyhine şüpheler bulunmasına rağmen bulguların sanığı suçlu ilan etmeye yetmeyeceğine karar vermiştir.



Çünkü günümüz adalet sisteminde masum birinin hapse atılarak özgürlüğünden alıkonması göze alınacağına, suçlu olması muhtemel ancak suçu hukuken ispatlanamamış birinin serbest bırakılması yeğlenir.

Yani bir hata yapılacaksa bile bu "masumiyet karinesinin" korunması lehine yapılır, şüphe üzerine insanların özgürlüğünü kısıtlama yönünde değil.

Zira bunun aksi bir yaklaşımda oluşacak toplumsal maliyet çok daha büyük olacaktır.

Denetlenmesi zaten sorunlu ve zor olan kamu otoritesi'nin üzerine şüphe etiketi yapıştırdığı herkesi medya yönlendirmesi vb yollarla, hukuki ispatlara gerek duymaksızın, hapishanelerde çürütmesinin yolu açılabilir örneğin.



Biz 22 milyon kızgın FB'li de iddia makamı eliyle yönlendirilen medyanın (hemen hiç sorgulamadan) yayınladığı haberler üzerinden bu kadar kesin bir kanaata nasıl ulaştığınızı anlamıyoruz.

Çünkü bizim mantıklı şüphelerimiz var :

  • 9 aydır yürüyen bir soruşturma sürecinde fiziksel takip esnasında tespit edilen para vb. maddi alışveriş varsa neden suçüstü yapılmadı ?

  • İddia makamı operasyonda elde edilen delillerden bu kadar emin idiyse neden oynanan son maçlar ardından kupa FB'ye verilmeden operasyon başlatılmadı ?

  • Delillerin hemen tümü ligin oynanması esnasında toplanmışken operasyon neden örn. 3 Haziran'da başlatılmadı da TFF seçimlerinden iki gün sonra 3 Temmuz'da başlatıldı ?

  • Ligin temizlenmesini bu kadar isteyen kamu otoritesi neden hukuki düzenlemelerle Spor mahkemeleri oluşturarak soruşturma-kovuşturma sürecini hızlandırmadı ?

örn. 3 Haziran'da başlatılacak bu operasyonun 2-3 ay içinde tamamlanarak kesin sonuçların alınması neden sağlanmadı ?

  • Ortada ceza hukuku bağlamında bir çete veya örgüt olduğuna dair hiçbir tutarlı delil yokken bu operasyon neden suç örgütü kurma suçlamasıyla Ağır Ceza davası olarak açıldı ?

  • Operasyon için neden TFF seçimleri beklendi ve ismi ortalıkta hiç geçmezken nasıl oldu da gelecekteki FB başkanı olarak gösterilen M. Ali Aydınlar etrafında seçimlere 15 gün kala 48 saat içinde bir koalisyon oluştu.

  • Emniyet neden alelacele 19 maçta şikeyi delillendirdiği açıklamasında bulunarak ve yetkisi dışına çıkarak kamuoyu oluşturma faaliyetine girişti ? Ve nerede bu 19 maçın şikecileri ?

  • Aynı Emniyet Aziz Yıldırım ve Mecnun Odyakmaz'ın baskın yapılarak evlerinden alınma görüntüleri ile başlayan operasyon videosunu neden bu kişilerle ilişkisiz silah görüntüleri vb. ile montajlayarak yayınladı ?

  • İddia makamı benzer (teşvik, şike) suçlar isnat edilen TS ve BJK yöneticileri hakkında neden aynı psikolojik medya harekatına (video montajı, profil fotoları vb) ihtiyaç duymadı ?

  • Operasyonun ilk haftası içinde FB tarafından talep edilen yayın yasağı neden uygun görülmedi ?

  • 45 gün boyunca her türlü hukusuzluk normalleştirilerek yürütülen medya operasyonu ardından ne oldu da yayın yasağı getirildi ?

  • Türkiye'de ve Dünya'da kamu adına savcılık iddianamesi ile açılan davaların ciddi bir kısmı beraatle sonuçlanırken (Türkiye'de %50 dolaylarında olduğu belirtiliyor) :

    Savcılık iddiaları (suçüstü yokken) daha mahkeme ve savunma tarafından test edilmemişken neden kesin delil gibi sunuldu ?

    İddia makamı nasıl bu kadar fütursuzca belge bilgi servisi yaptı ?

    Soruşturma üzerindeki gizlilik kararı neye dayandırılarak kaldırıldı ?

    Bu gizlilik kalktı ise TFF'nin tüm belgelere ulaşmasına ve yargılamanın tüm basamaklarını kendi iradesiyle (iddia - savunma - itiraz - tahkim) uygulanmasına neden izin verilmedi ?

    TFF'nin karar alma süreci hangi hukuki gerekçe ile 26 klasör ve FB ile sınırlandırıldı ?

  • Ağır Ceza Mahkemesi ve Özel Savcılık yetkisine girmiş soruşturma sürecinde TFF'nin kendi yetki ve iradesini uygulaması bu yapılara bağımlı kılınmışken neden ısrarla sadece "iddia et - kanaat getir" süreciyle nihai kararın alınması için TFF'ye baskı yapıldı ?

  • Güya kozmik olduğu söylenen odadaki belgeler nasıl oldu da seçilip, ayıklanarak yurtdışındaki çeşitli odaklara servis edildi ?

  • UEFA yerel futbol ile ilgili yürütülmekte olan bir Ağır Ceza davasında tamamen yerel otoriteler tarafından verilecek bilgilere bağımlı haldeyken, kendisine telkin edilenler dışında objektif bir değerlendirme ile bilgi toplaması söz konusu değilken neden FB'nin CL'den men kararını UEFA aldı gibi komik yalanlar hala medyada yer bulabiliyor ?

  • Medyaya sızdırılan onlarca belge ve bilginin ne kadar tutarsız ve çarpıtılmış olduğu (emenike haberi, bilyoner haberi ve daha onlarcası) ortadayken, cezaevine yollanan pekçok kişi hakkında söylentiler ve imalar dışında elle tutulur tek bir delil ortaya konamazken hala kanaatlerinizden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz ?



Daha onlarca mantıklı şüphe dile getirebiliriz.

Ama bu şüpheleri ayrıcalıklı bir hukuk uygulaması istediğimiz için dile getirmiyoruz.

İddia edilenler açık ve tutarlı şekilde ispatlanmadıkça kimse ama kimse medya operasyonu ile suçlu ilan edilemez, kimsenin alınterinin hakkı savcılık iddiaları ve medya operasyonu ile alınıp uygun görülen başkalarına devredilemez diyoruz.



Şunu soruyoruz :

Günün birinde canınızdan bir parça gibi sevdiğiniz bir kimse müphem, tutarsız savcılık iddiaları ile gözaltına alınıp cezaevine yollansa ne yapacaksınız ?

Ülkenin hukuk gerçeklerini gözardı ederek emniyet ve savcının bir bildiği vardır, cezaevine yolladılarsa deliller kesindir mi diyeceksiniz kendinize.

Savcıların içinde yetiştikleri sistemin onca çarpıklığına rağmen duygusal ve bilişsel olarak etkilenmeyeceğini mi varsayacaksınız.

Savcıların iddialarını doğrulamak için bilinçli veya bilinçsiz de olsa hata yapmayacağına, şüpheleri delilmiş gibi göstermeye kalkışmayacağına mı inandıracaksınız kendinizi.

Bizzat iddia makamı eliyle yaratılan adaletsizlikleri, tutarsızlıkları fark etmenize rağmen "adalet sistemi yanlı davranmaz" diye mi avutacaksınız kendinizi

İddia makamı eliyle yaratılan hukuksuzluklar olduğunu görürseniz bunların üzerine gitmeden, sevdiğinizin özgürlüğünün aylarca/yıllarca elinden alınmasına müsaade mi edeceksiniz.



Sevdiğinizin suçlu olup olmadığına karar verecek bir jüri oluşturulsa ...

Suçluluk yönündeki en ufak bir şüpheyi/söylentiyi kesin delil adderek karara varabilen Kemal Belgin'ler, Turgay Demir'ler, Erman Toroğlu'lar, Serhat Ulueren'ler gibi (lee j. cobb gibi) jüri üyeleri mi istersiniz , yoksa suçsuzluk yönündeki en ufak şüpheleri bile sorgulamaktan kaçınmayacak vicdanlı ve mantıklı (henry fonda gibi) jüri üyeleri mi ?

Seçim sizin.

Bugün rakibinizin düştüğü durum hakkında kanaate varmak için bu medyayı ve bu iddia makamını referans olarak alırsanız, ilerde sizin hakkınızda (veya sevdiğiniz hakkında) karar verilmesi gerektiğinde vicdanlı, mantıklı insanlar ve düzgün işleyen bir adalet mekanizması aramayın.

Maalesef bulamayacaksınız.



2 yorum:

  1. Yazdıklarınıza gerçekten inanıyor musunuz en çok onu merak ediyorum.
    Bir kavgadan sonra ağabeyimi çağırmıştım, abim olayı dinledikten sonra 2 şamar patlatmıştı ağzıma. Çünkü haksızdım, küfretmiştim. Trabzon böyle bir yer.
    Ogün Samast'ı ihbar eden babasıdır. Yoksa faili meçhul bir cinayet olarak kalacaktı. Trabzon'da hak kıymetlidir.
    Olaya hep kendi açından bakmışsın. empati kurmaya çalışıyorum. İngiltere'de katil kameraya yakalanıyor. Adm bulunuyor, ancak ikizi var. Suçu kabullenen yok. Sen bu adamları cezalandırmaz mısın? Evet , 14 yıldır mahkeme devam ediyor ve suçlular dışarda. Eğer sevdiğin biri, baban ve amcan ikiz olsa, yaşasın hukuk dersin. Ama ben ikisini de hapse atın derim. babam da olsa. Şöyle düşün bir de ikizler senin babanı öldürüyor ve 14 yıldır ikisi de dışarda. Şimdi ne düşünüyosun bu hukuk için? O yüzden olaya Şenolist yaklaş, adalet kıymetli bir hazinedir, bir gün herkese lazım olur.
    Kaldı ki ortadaki deliller çok nettir. Sen suçlu baban olduğu için duygusal davranıyorsun. Ankaraspor'un başkanı Aziz Yıldırım olsaydı, net deliller olmazdı. İyi kıvırmak, ötelemek, gerçekleri saptırmak; suçsuz olduğunun kanıtı nasıl olabilir? Aziz yıldırımın bir tarlası var kardeşim sanane var işte diyerek beni , savcıyı aptal yerine koyabilirsin. Ama hukukun gereğini yapmasına engel olamazsın.
    Sizi anlamak için türlü empati kuruyorum ama; olmuyor. Benim başkanım ve yöneticilerim bu durumda olsa, utancımdan konuşmaz, Trabzonspor adını da ağzıma almazdım. Hakkını yediğim insanlardan ar eder, bu platformlarda pişkince karşılarına çıkamazdım.
    Ki Trabzonspor benim için her şeyden kıymetlidir. Sizin Fenerbahçe sevginiz kadar benim Barcelona sevgim var.
    Ama biz Trabzonlular, fazla dürüstüz galiba..
    Saygılar

    YanıtlaSil
  2. 1) hak sadece trabzon'da değil heryerde kıymetlidir.

    2) Empati kurmadan önce mantığınızı kullanarak durumu analiz etmeniz ve gerçeği olabildiğince kavramak için çaba göstermeniz gerekir.

    3) Deliller net değildir, zaten net olsaydı bugün bu tartışmaları yapmıyor olacaktık .

    İddianamede 5 ay, 7/24 dinlenmiş olan FB'li yönetici ve aracılarına (olduğu iddia edilen şahıslara) ait şike/teşviğin muhatabı kişlerle yapılmış tek bir teklif/kabul/red konuşması dahi yoktur.

    Size tv/gazetelerde işte delil diye gösterilenler şunlar :

    a) Elinde çanta taşıyan Sivas yöneticisi

    Çantanın içinden bağımsız gözlemcilerin şahitliği ile bilet çıktığı kanıtlandı.

    b) Korcan'a hediye edilen araba

    Olmadığını bizzat savcılık arabayı iade ederek kabullendi

    c) Ümit Karan'a verilen torba

    İçinde saat olduğu kanıtlandı.

    d) Gişelerde durdurulan araba bagajındaki para

    Aracı olduğu iddia edilen şahsın arabasındaki paranın şike için kullanıldığına dair tek bir temas/teklif görüntü ve konuşma tespiti yok, çünkü polis adamı ankara'da takip etmeye üşenmiş istanbul gişelerinde beklemiş.

    e) İ. Akın'a verilen poşet

    Ne İ. Akın ne de menejeri ile görüşme yapan hiçbir FB yöneticisi yok. Görüşme yapan ve aracı olduğu iddia edilen şahısla sadece menejer ile iki kere biraraya geliyor ne tel konuşmalarında ne de takiplerde bırakın şikeyi şike teklifine dair bir ifade bile yok. Peki size neyi pazarlıyorlar : İ. Akın ve menejeri arasındaki torba değişimini ve İ. Akın'ın 3. şahıslarla konuşmasını.

    Tüm şüphe uyandırıcı içerik savcının yeterli maddi delille destekleyemediği tevillerden ibarettir.

    4) Sizi üzmek istemem ama yalan/çarpıtılmış medya içeriği ile o kadar koşullandınız ki maalesef gerçek bizi değil (çünkü biz aylardır bu detay ve çelişkileri yaşıyoruz) en çok sizi üzecek.

    Zira FB için yapılan takibin belki 10'da birine bile muhatap olmamasına rağmen TS için ortaya konan iddiaların yapısal olarak FB'den hiçbir farkı yok. (dikkat !! şike/teşvik vb'dan bahsetmiyorum delil denen bulguların içeriği ve yapısından bahsediyorum)

    "Aziz yıldırımın bir tarlası var kardeşim sanane var işte diyerek beni,savcıyı aptal yerine koyabilirsin. Ama hukukun gereğini yapmasına engel olamazsın."

    Nevzat Şakar’ın "demir işi" "büyü işi" bana tarla işinden bile daha az inandırıcı geliyor buyrun okuyun ve samimiyet sorgulamasına önce kendinizden başlayın :

    http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=309580

    YanıtlaSil